Sayfalar

Cuma, Mart 23, 2012

Tanımadı Beni

  Bakırköy'deydim, bir arkadaşımla orada buluşacaktık.Arayıp gecikeceğini haber verdi arkadaşım.Dolayısla benim bi yere oturup yemek falan yememi, vakit gecirmemi tavsiye etti .

  ''Ulan,sanki manitayla buluşacaksın da,böyle geç gelmeler falan...Hayır yani...Neyin peşindesin sen? Bana 'cool' olduduğunu mu ispat etmeye çalışıyosun, artiz!? '' diye sordum.

  ''Yok abi... Uyanamadım,geç yattım dün'' dedi.

  ''Oğlum, öğlen 1'de bulaşalım diyen sendin,madem uyanamayacaksın; niye öğlen 1 diyosun bana!?'' dedim.

  ''Kusara bakma abi''lerle, '' Bi daha olmaz kanka''larla geçiştirmeye çalıştı durumu.

  '' Bu bir değil,iki değil; sen hep bunu yapıyorsun! '' diye sitem ettim

  '' Napayım...'' dedi, onun hüzün dolu,samimi zannettiği fakat samiyetsiz olan bir ses tonuyla ve ekledi: '' Tüm gece 'o'nu düşündüm...''

  '' Sikicem şimdi 'o'nu da... Seni de... 'O' kim ulan !? ''Diye sordum

  '' Öyle deme seviyorum,seviyodum abi...Gelince her şeyi anlatacağım merak etme,zaten bu yüzden çağırdım seni...'' dedi

  '' Ya...'' dedim, '' Sus! Allah aşkına sus! Hadi çabuk... Bak ,bekletme çok'' dedim, kapadım telefonu

  Konuşmanın ardından etrafıma bakındım sinirli sinirli, yürümeye başladım meydandan aşağı doğru. Baktım; güzel,tenha  bi dönerci var, daldım içeri... Bir de ne göreyim, tezgahın ardında duran adam, bizim eski mahalledeki lahmacuncunun sahibiydi! Biz hep o lahmacuncudan yerdik, paket servisi olamadığı için de hep ben gidip yaptırırdım lahmacunları. Ben 8-9 yaşlarında bi çocuğum o zaman. Kasada duran bu adam, beni çok severdi. Her gittiğimde; şiparişleri beklerken benimle konuşup başımı okşar, limonata ikram ederdi.Bu şekilde bayaa bi muhabbetimiz,hukukumuz olmuştu zamanla.Sonra birden kapanmıştı lahmacuncu ve bi daha görememiştim o adamı

  Heycanla selam verdim, ''Aa!'' dedim, ''Abi,siz Topkapıdaki  'Temizoğulları -Lahmancun' un başında değil miydiniz? ''

  '' Evet?'' dedi,meraklı bakışlarla

  '' Hani ben lahmacun yaptırmaya gelirdim, sık sık konuşurduk? Hatırladın mı abi?'' diye sordum,anlattım durumu

  Hatırlamadı...ama hatırlamış gibi yapıp '' Ha... evet '' dedi. Hatırlasaydı; bu gibi durumlarda olan, sonradan hatırlama olayını yaşayan insanlardaki gibi gözlerinde bi pırıltı oluşur, bu durum yüzünden okunurdu.Ama o pırıltıdan eser yoktu,onda... Herneyse, sonra iş olsun diye halimi hatrımı sordu,öyle kısaca konuştuk.Ardından ne yemek istediğimi sordu.Yarım et döner istedim.Döner geldi,o an aklıma limonata istemek de geldi. Eğer adama bunu dersem; belki o zaman beni,yaşadıklarımızı gerçekten hatırlayabilir, hatta eski günlerin anısına limonataya para bile almayabilirdi! Limonta da istedim.''Derhal abicim.'' diyerek geri döndü,limonata da getirdi.Lakin herhangi bi değişiklik yoktu...

  Yemeğimi bitirmiştim.Arkdaşımdan, vardığına dair mesaj da gelmişti.Kasada, adama dönerin ve limonatanın parasını ödedikten sonra, vedalaştık.''Yine beklerim...'' dedi, başımla onayladım ve çıktım.

 Arkadaşla buluştuk, hemen yapıştım yakasına  ''Söyle lan! kim 'o' ? Bir haftadır 'o' ,'o', 'o' diye beynimi siktin!'' dedim

  '' 'O'...'' dedi,benim cocukluk aşkım...Geçen tesadüfen bi yerde karşılaştık. Sevmiştik birbirmizi o zaman, çok sevmiştik...Ben onu hiç unutamadım,heycanla yanına gittim... ama o tanımadı bile beni...'' dedi.

  Ardından arkadaşıma dönercide yaşadığım o olayı  anllatım. ''Sorma, ben de şimdi eski mahalledeki lahmacuncuyla karşılaştım; biz de birbirimizi çok severdik. Lakin o da tanımadı beni... '' dedim.

  ''Sen niye içerledin ki ?'' diye sordu

  İçimi döktüm,'' 'O' ...'' dedim, '' Beni çok severdi...Limonta verirdi...Başımı okşardı...'' gözlerim uzaklara dalmıştı. Ardından kendimi toparladım ve '' Ulağn...'' dedim sırıtarak '' Millet çocukluk aşkıyla karşılaşır etkilenir; ben 'çocukluk lahmacuncu'mla. Bu nasıl iş, bu nasıl talih mına koyim!'' diye sitem ettim.

  '' Belki de...'' dedi, ''Belki de senin aradığın, eksikliğini hissettiğin şey, o adamın sevgisiydi ve bu sebeble bu kadar içerledin bu duruma... ''dedi, o başta bahsettiğim ses tonuyla.

  Şaşkın bir ifadeyle yüzüne baktım, ''?''

  ''Anlasana senin çocukluk aşkına ihtiyacın yok,senin o lahmacuncuya, verilen o limonataya ihtiyacın var. O seni karşılıksız, seni sen olduğun için sadece çocuk,sadece masum olduğun için seviyordu! Sevgilerin en yücesi!'' diye ekledi, aynı ses tonuyla.

  '' Hassiktir ordan lan...'' dedim, ''Kesin, başka lahmacuncuya gitmeyeyim diye limonata veriyordu o göt... '' .

  Bi süre konuşmadan yürümeye devam ettik...

Hiç yorum yok: