Biz 2.ciyi de bitirdik; yani toplamda 2'şer şişe içmiş olduk. Kar daha da bastırmıştı,elemanların şarap hala duruyordu. Biz müsaade istedik,vedalaştık.Ardında yürümeye koyulduk, girdik birbirimizn koluna güle-oynaya,muhabbet ede ede ilerliyoruz.biz böyle makara yaptğımız için kayış iyice koptu, iyice saldık kendimizi.Yolda yüreyemez olduk,sendeliyorduk.Allahtan gecenin ileri saatleri olmuştu da, etrafta kimseler yoktu.Bu heralde onların önünde düşmesine bayaa içerlemiş, bana gülerek: ''Kimdi lan onlar !?'' falan diye saçma sapan sorular sormaya başladı; ''Geri dönelim,dövelim onları...'' falan dedi. İşin makarasındaydı tabii ama gerçekten çok salmıştı kendini, ben o ana kadar daha iyi gibiydim.
Tabii,şunu belitmeliyim ki bu noktadan sonra hiç hatırlamadığım kopuk şeyler de başlıyor. Artık sendelemekle de kalmıyor; düşüyorduk.Abim bayaa bayaa geri dönmeye kalktı; ''Dövücem o pezevenleri!'' diye; zar zor tutup çekmeye çalıştım,'' Oğlum denyo musun sen? N'aptı herifler sana!'' diye söylendim.Lakin laf dinlemiyor, geri gitmeye çalıyordu yine.Hafif sinirilendim,önüne geçip ittirdim bunu, yere düştü. Güldü,''Çekil lan''diyerek ısrarını sürdürdü gülerek. Bi daha ittirdim sendeleyip tekrar düştü.Tekrar itmemin sebebi onu durdurmak mı yoksa; sadece yapabiliyor olmam mıydı bilemiyorum.Hafiften hoşuma gitmişti, bu durum. Zira dinçken bunu yapmam,onu iterek düşürebilmem imkansızdı (Haa... Güreşte işler değişir tabii, o ayrı! Gerekirse sikerim belasını...). En sonunda vazgeçti bu işten...
Benim üşümem iyice arttı; titremeye başladım. Abim de fenaydı. Sonra etrafıma baktım, '' Nerdeyiz lan biz?'' diye sordum abime. O da etrafına bakındı.'' Burası neresi lağğn?'' falan diye söylendi. Etrafta dolanmaya devam ettik ama bi türlü tanıdık bir yol bulamıyorduk.Tanıdık bi yer,bi bina çıkarmaya çalıştım ama yok! Koduğumun Beylikdüzü'nde bütün binalar birbirinin aynısıydı...
İlerlemeye devam ettik,ama nereye gittiğimizi bilmeden... İşin kötüsü: durmadan düşüyorduk ve kolay kolay kalkamıyor; kendimizden geçiyorduk. İşte o sıralar benim götüm attı, aziz dostlar! ''Ahaa!'' dedim; ''Biz sızıp kalıcaz,donarak ölücez burda...'', acayip oldum.''Annemi falan arayalım ya... Donucaz burda yoksa! '' dedim abime. Abim: ''Ya manyak mısın oğlum, buluruz şimdi sakin ol'' falan gibisinden şeyler soyledi gülerek, benim bu panik halimi görünce.Sürekli gülüyordu zaten. Bu durumda gülüyor olması hiç hoşuma gitmiyor,canımı sıkıyordu. İçimden '' Fena uçtu galiba...'' diye düşündüm -hoş, bu uçma konusun benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu,artık-, ben abimin ''Arama lan...'', ''Koy şu telefonu cebine .mına koyim '' uyarılarına rağmen telefon etmeye çalıştım.Lakin bir türlü edemiyordum! Hem alkolun hem de şiddetli yağan akrın etkisiyle, ekranı adam gibi göremiyordum, her şey bulanıktı. Ayrıca telefon da ''dokanmalı'',''ekranı ellemeli''ydi; ama ben soğuktan parmaklarımı hissetmiyordum bile o an. Bu şartlarda,bu kafayla telefonu kullanmam çok zordu. Bi yerlere basıyor,ardından kulağıma götürüyordum telefonu; ama bi şey duyamuyordum.''Ulan yanlış mı bastım yoksa?.. Ya da rüzgarın,abimin sesinden dolayı mı bi bok duyamıyorum?..'' diye söylendim içimden, o an abim de durmadan beni aramamam için rahatsız ediyordu çünkü. Anneme ulaşamadım. Git gide tırsıyor ve üşüyordum.Babamı aramaya çalışıyordum diye hatırlıyorum; gelip bizi alması için.Abimin herhangi bir itirazıyla karşılaşmadım; çünkü bambaşka alemlere dalmıştı o an zaten.
Bu olay noldu hatırlamıyorum.Başarısız olan bu telefon girişiminden sonra bi baktım ki; cadde gibi bi yere çıkmışız.Dedim bari, taksi bulalım eve varınca evden alır veririz parasını. Uzaktan gelen arabaları,üzerime gelen far ışıklarından ötürü seçemediğim için her gelen arabayı taksi zannediyor; el kaldırıyordum. Lakin hiçbiri durmuyor, geçip gidiyordu.Ben umudumu kaybetmeye başladım.Artık içimden dua falan etmeye başladım, imana geldim...''Ulan sarhoş bi şekilde ölücez.Önce donucaz sonra yanıcaz! kesin cehenneme gidicez,sikilecek belamız...'' diye içimden yerinirken iyice götüm attı. Taksi olup olmaksızın gelen arabaların hepsinin önüne atladım, yolunu kesitim.Göz göze geldiğim sürücülere ''Niye durmuyonuz lan! '' diye bağırdım.''Şaşıran sürüceler yavaş yavaş gaz veriyodu üzerime,ürkmüştüler. Abim kahkahalarla zar-zor çekmeye çalışıyordu beni arabaların önünden.Bu müdahalere ben de karşı gelmek için direnirken düşüp yuvarlanıyoduk yolun kenarlarına... Bu sayede arabalar öyle yol buluyordu kendilerine ve gazlıyolardı. Sonra biz öyle yürümeye,tekrar tekrar düşmeye falan devam ettik, heralde. Sonra annemin geldiğini hatırlıyorum, endişe dolu gözlerle geldi yanımıza.''Aha ! '' dedim o an,''Şükürler olsun Rabb'ime ! ''.İşte daha sonra eve gittik annem abime kahve falan yaptı; abim ''Uyumayacam!'' faln diye diretiyodu.Ben de yatağa geçip sızdım öyle diye hatırlıyorum...
Sonra ertesi sabah kalktım.Verdiğim ilk tepki, yüzümde kocaman bi sırıtışla; ''Hassiktir!'' oldu.İçeri gittim.Annem kahvaltı hazılıyodu.Abim da kalktı,gülerek mutfağa geldi. Bana, '' Oğlum sen niye kendini arabaların önüne atıyosun lan!? Denyo!'' diye sordu kahkaha atarak. ''Ulan seni eve götürmeye çalıştık işte! yüreyemiyordun lan daha, devirliyodun durmadan...'' diye karşılık verdim ben de. Dün gece yaşananları çözmeye çalıştık işte, Abim ''Oğlum, ben senle bi daha içmem!'' dedi; ' Sana kalkalım,gidelim' diyorum, sen vaziyeti çakmıyosun'' falan diye söylendi. Sonra '' Yok aga! ben bi ton şey içtim,şu yaşıma kadar -lise de dahil- böyle olmadım.'' diye ekledi. Anneme dedim: ''Sen nasıl buldun bizi?''.Dedi: '' Sen arayıp arayıp duruyodun, bi şey demeyip kapatıyodun, en son aradın 'Acıbadem Hastanesinin ordayız,gel çabuk! ' dedin.Ardından ses kesildi yine. Çıktım ben de o tarafa; baktım bi apartmanın önündesiniz.Abin: ' Bizim apartman işte... ' diyerek girmeye çalısıyodu, sen: 'yok burası değildi galiba ' diyodun.O halde buldum sizi...'' dedi. Ardından şakayla karışık ''Utanmıyorsunuz di mi? O saatte kadın başıma beni dışarı çıkarttınız... Öldüm burda meraktan. '' diyerek sitem etti. Bana, '' Babanı da aramışsın sen, 'Gel, al bizi' demişsin.Şaşırmış,ne dediğini anlamamış, kızmış sana 'Nereye geleyim lan! Adam gibi konuşsana !'' diye sormuş, sen de ''Gel 'lan' işte! Beylikdüzü'nün arka taraflarında bi yerderyiz, Çabuk gel! ' diye bağırmışsın. Utanmıyor musun öyle konuşmaya babanla'' dedi. Ben çok şasırdım,utandım; ''Yok ya! 'lan' flan dememişimdir...''diyebildim .''Valla anne, ben o kafayla ölücez sandım o soğukta donarak''ondan paniklemişim ne yaptığımı bilmiyordum'' diye de ekledim. ''Zaten yolun yarısından döndürdüm buraya geliyodu...''dedi ( O gün babam Topkapı'da kalacaktı,ben o an unutmuşum). Ayrıca '' Kadir'i de aramışsın,gece boyu bana ulaşmaya çalısmış,bayaa korkumuş çocukcağz...Ben, gece buldum diye haber verdim,sen de bi ara konuş.Ayrıca Sultan da aradı '' dedi.
Kadir'i aradım,durumu anlattım.''Seni ne ara aradım lan ben? Ne dedim sana ? '' diye sordum.''Ya aradın 'Kadir,dur sakın kapatma! ' dedin, arkadan sesler geldi. Tak! Ses kesildi, kapandı. Geri aramaya çalıştım cevap gelmedi,meşgule düştü.Ardından ''Üzg., sonra ararım.'' diye mesaj geldi.Ben işkillendim; ''Biri bi şey mi yaptı bu böyle mesaj atmazdı'' falan diye.Annene falan ulaşmaya çalıştım; Kültür Üniversitesin'de çalıştıgını biliyodum.Ordan aldım zar zor telefonu falan.Ama ona da ulaşamadım başta. Polisi aramaya kalktım da adres istediler,veremedim'' derken ''Oha!'' diye sözünü kestim;''Ne polisi! ''.'' Lan olm ne biliyim! Öyle mesaj falan gelince kaçırdılar sandım.Çok korktum,tüm evi uyandırdım.Kaça kadar uyaymadık senin haberin var mı lan!?'' diye sitemkarca sordu.Özür diledim, ''Yaaa...'' dedim; ''Sorma maymun olduk! Çok fena çarptı,şarap. Kaybolduk işte, yolu bulamadık...Götüm attı donucaz diye. Annemi aramaya çalışırken,aramışımdır heralde seni de '' dedim.Endişelendirdiğim için özür dileyip ilgisi için teşekkür ettim,vedalaştık.Sonra Sultan'la da konuştum; ''N'aptım seni de mi aradım?'' diye sordum.Lakin onu aramamışım en azından. Ona Kadir demiş,'' böyle böyle... Adres-telefon var mı evlerinin?'' diye.O da meraklanmış,korkmuş.Ona da durumu, ayrıca anlatarak ilgisi için teşekkür ettim.
İşte... Abim o günden sonra şaraba tövbe edip perhize başladı. Annem: ''Bi daha ben sizi dışara salmam'' dedi. Babam: ''Evin yolunu bulmayan pezevenkler! '' diye dalga geçti.Bense; tüm bunlar karşısında sadece sırıttım,çok gamsızdım.
Son.
Son.